Bazi kitaplar vardir, hic bitmesin diye okunmaz ya da yavas okuyup olabildigince bitirme suresini uzatip aldigin hazzi arttirmak istersin. Leyla'nin Evi benim icin iste tam da oyle bir kitap tanimina uyuyor. Zaten Zulfu Livaneli'nin yarattigi bu eser, yazarin daha once okudugum eserleriyle kalite olarak ayni paralellikte. Zulfu Livaneli daha cok yurticinde sarkici yonuyle taninsa da, yurtdisinda asil edebiyatci yonu agir basmakta. Yani herkesin tanidigi yazarimizdan cok fazla bahsetmeye gerek yok. Kitabimiza gelecek olursak, Leyla'nin Evi, gecmis ile gunumuz jenerasyonunun arasindaki farki, degisen ahlak kurallarini ve degerlerini inanilmaz sade bir dille anlatmakta. Farkli sosyo-ekonomik cevreleri bir arada en iyi ozellikleri ile yansitmakta, kitabi okumaktan ziyede adeta yasamaktasiniz. Hergun karsilastigimiz olaylar, tanidik hayatlar, belki de Zulfu Livaneli'nin toplumsal olaylari yakindan gozlemlemesi kitabi bu kadar mukemmel yapmakta. Kitabimizda Leyla'nin, pasa dedesinden kalan yalinin mustemilatindan, yalinin yeni sahipleri tarafindan "kovulmasindan" sonra, Roxy-Rukiye ve Yusuf'un hayatina dahil olup, onlarin ve kendi hayatinda ne gibi degisikliklerin meydana geldigini anlatmakta. Eski Istanbul beyefendileri ve hanimefendilerinin, Anadolu'dan gelen gocle yasanan sentezin hikayesi; aslinda bir nevi Istanbul hikayesi kitabimiz. Okunacaklar listesinin ilk sirasina almanizi, kutuphanelerin envanterinde varmi diye bakmanizi, kisacasi ne yapip ne edip okumanizi siddetle tavsiye ediyorum. Pisman olmayacaksiniz..
No comments:
Post a Comment